« İŞ AKDİ FESHİ   - İş Sözleşmesini Fesheden Taraf Açıkladığı Fesih Nedeni İlebağlı Olması

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/28047
K. 2007/362
T. 23.1.2007
• İŞE İADE DAVASI ( İş Sözleşmesini Fesheden Taraf Açıkladığı Fesih Nedeni İle Bağlı Olduğu - Fesihten Yaklaşık Bir Yıl Önceki Eylemlerinin Söz Konusu Davada Tartışılması Olanağı Bulunmadığı )
• GEÇERLİ NEDEN İLE HAKLI NEDENİN KARŞILAŞTIRILMASI ( İş Sözleşmesini Fesheden Taraf Açıkladığı Fesih Nedeni İle Bağlı Olduğu - Fesihten Yaklaşık Bir Yıl Önceki Eylemlerinin Söz Konusu Davada Tartışılması Olanağı Bulunmadığı )
• İŞ AKDİNİN FESHİ ( Fesheden Taraf Açıkladığı Fesih Nedeni İle Bağlı Olduğu - Fesihten Yaklaşık Bir Yıl Önceki Eylemlerinin Söz Konusu Davada Tartışılması Olanağı Bulunmadığı )
4857/m. 18, 21, 25/11-h
ÖZET : Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ve davacının kendi isteği ve savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeni ile İş Kanununun 25/11-h maddesi uyarınca feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesini fesheden taraf açıkladığı fesih nedeni ile bağlıdır. Bu nedenle fesihten yaklaşık bir yıl önceki eylemlerinin söz konu su davada tartışılması olanağı bulunmamaktadır. Mevcut belgelere göre aynı eylemden dolayı davacıya iki ayrı ceza verildiği gibi, kınama cezası verildikten sonra iş sözleşmesinin feshini gerektirir bir davranışı da bulunmadığından, feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmelidir.
DAVA : Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ve davacının kendi isteği ve savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeni ile İş Kanununun 25/11-h maddesi uyarınca feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının verilen talimatlara rağmen işyerinde uyulması ve yapılaması gereken kurallara uyulmadığı, verilen görevleri suistimal ederek tam olarak yerine getirmediği, görevi sırasında terminalin güvenliğini tehlikeye düşürücü davranışlarda bulunduğu, bu hususta birkaç kez tutanak düzenlendiği, davacı tarafça feshin haksız ve geçersiz olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı işverence yapılan 24.6.2005 tarihli fesih bildiriminde davacının 20.6.2005 günü saat 17.15 sıralarında cep telefonu ile görüşme yaptığının tespit edilmesi fesih nedeni olarak gösterilmiştir. Sözü edilen fesih bildiriminden bir gün önce aynı eyleminden dolayı davacıya yine Disiplin Kurulu Kararı ile kınama cezası verildiği ve davacıya aynı gün tebliğ edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı kınama cezası verildikten sonra aynı eylemin tekrarı söz konusu olmadığı gibi işten çıkarılmasını gerektiren başka bir davranışı da olmamıştır. Keza, davalı işveren, fesih bildiriminde sadece davacının belirtilen davranışına dayanmış olup, önceki eylemlerinden söz etmemiştir. İş sözleşmesini fesheden taraf açıkladığı fesih nedeni ile bağlıdır. Bu nedenle, davacının fesihten yaklaşık bir yıl önceki eylemlerinin söz konusu davada tartışılması olanağı bulunmamaktadır. Mevcut belgelere göre aynı eylemden dolayı davacıya iki ayrı ceza verildiği gibi, kınama cezası verildikten sonra iş sözleşmesinin feshini gerektirir bir davranışı da bulunmadığından feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmelidir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Bakırköy 2.İş Mahkemesinin 24.8.2006 gün ve 2330-1239 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
Davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 450. YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ( 24.40 )YTL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 23.01.2007 tarihinde karar verildi.